Bakışlarımı doladım gecelerinin karanlığına
gün sayan bir yalnızlığı boşaltıyorum şehirlerin gözlerinden
deniz olsun adın
boğulduğum
-kimseyi öldürmeden sevişelim
diyor hâlâ
kalabalıkların raks eden gölgeleri alay edercesine
sızarken düşlerimize
bırak dünyanın anasını satayım
esmer dilinin altında sakladığın jiletin ucu keserken
tanrının şakağıma dayadığı yüz görümlüğü mevsimleri!
Nefesimi nefesine sürgün eden ihtiyar rüzgârlar
çürük adakların yerine getirilmemiş dualarını mırıldanıyorlar kulaklarıma
güneşlerimin sesi kırık
tüm kelimelerim çapaklı!
payımıza kaç hisselik mermi düşer
bu ayyaş akşamların mirasından
küfürlerini kusarken zaman!
iç kanama geçirtiyor sokaklara çığlıkları romatizmalı çocuklar
koma hâlindeyken esrik sabahlar
aklını yitiren katiller gibi cinnet geçiren
topraklarına küs yağmurlar
sarnıçlarımda birikiyorlar!
aksayarak çizgilerimden geçen dünlerinin resmini çiz sırtı kamburlaşan ömrüme
terk et arkandan ağlayan bilyelerini
boyumca hüzünlerim var
hayat müşterek nasılsa
paylaşalım!
ne(m) kalırdı benden yaralarımı öpmeseydi terimi yasladığım tenin
yürümeyi öğrenemedi çocukluğum
dizleri üstünde sana emekliyor aşkım diye
korkma
ölümün meleğinin elleri cılız yakalayamaz bileklerimden
geçir yüzüme içindeki cehennemin dişlerini
çekinme
bakire değil
bulutlarım
acılaşan sağanakların
kirpiklerimi ağrıtmaz!
az önce sevişirken
ense köküne adımı heceledim
üzülme
kendimden başka kimseyi öldürmedim!